Mustafa Denizli Jesus’un sırrını açıkladı

Ciddi umutlarla başladığımız bu sezonki Avrupa kupaları serüveninde lig şampiyonumuz ve ikincimiz direkt olarak UEFA Şampiyonlar Ligi’ne katılamadığı için Trabzonspor ile Fenerbahçe , eleme maçları oynadı ve sonuçta kümelere kalamadılar. Bu, uzun müddettir ‘geliyorum’ diyen Türk futbolundaki düşüşün bir sonucuydu.

Neticede Trabzonspor ve Fenerbahçe Avrupa Ligi’nin, Başakşehir ve Sivasspor da Konferans Ligi’nin kümelerine katıldılar. Küme maçlarında kadrolarımız ismine genel olarak önemli sürprizler yaşanmamıştı. Evvelki akşama kadar kimi şeyler büyük ölçüde belirsizliğini koruyordu.

PSiKOLOJiMiZ DEĞiŞTi

Ama bu hafta oynanan 4 maçta elde edilen 4 galibiyet, Türk futbolunda ve bilhassa bu kadroların topluluklarında önemli bir ruhsal değişikliğe yol açtı. Yediden yetmişe Türkiye’deki her futbolsever o maçların sonuçlarını büyük merakla bekliyordu ve hasebiyle kazanılan muvaffakiyetler hepimize büyük moral verdi.

Takımlarımızın bulunduğu kümeleri incelediğimiz vakit, büyük ölçüde rakiplerimizden daha yeterli olduğumuzu söyleyebiliriz. Lakin Trabzonspor ve Fenerbahçe’nin kümelerinin, Başakşehir ve Sivas’a göre daha şiddetli olduğunu düşünmedik değil.

Dört ekibimizin aldığı bu galibiyetlerin ülke puanına çok önemli katkısı olacak. Dört dörtlük gece bu döneme dair umutlarımızı ve önümüzdeki yıllarda Şampiyonlar Ligi’ne yine direkt katılma ihtimalimizi artırmakla kalmayıp, 4’te 4 liderliği yakalama talihini da getirdi. Avrupa’daki gruplarımızı tek tek kıymetlendirecek olursak…

EN Bedelli ZAFER TRABZONSPOR’UN

Trabzonspor, Fransa Ligi’nin başarılı kadrosu Monaco karşısına sorunlu bir devirde çıktı. Gerçekten bordo mavililer birinci gole kadar bir oldukça zorlandı. Fakat Monaco kalecisi ve defans oyuncunun inanılmaz bir yanlışı sonucu gelen birinci gol her şeyi değiştirdi. O golden sonra hem oyuncularımız hem tribünler bir anda olumlu bir psikolojiye büründü. Devamında da birbirinden kaliteli gollerle tarihi fark geldi. Bu galibiyet Trabzonspor’un kümeden çıkma talihini üste taşımakla kalmadı; ‘bu kümeden çıkamayız’ fikrini de bertaraf etti. Hasebiyle gecenin en kıymetli galibiyetini Trabzonspor elde etti diyebiliriz.

BAŞAKŞEHiR’iN TEK RAKiBi FiORENTiNA

Başakşehir, takım kalitesi ve form grafiği itibariyle tüm rakiplerinin önünde bir başlangıç yaptı küme karşılaşmalarına. Beklentiler büyüktü ve gerçekten bunları boşa çıkarmadı. Hem içerde hem dışarda aldığı sonuçlar son derece başarılı. Başakşehir’in bu kümedeki tek rakibi Fiorentina idi, İstanbul’da bu kadroya karşı aldığı 3-0’lık şahane galibiyetle kümeden çıkmayı garantilemişti; evvelki akşam RFS zaferiyle küme liderliğini de büyük ölçüde garantiledi diyebiliriz. Kurallar ne olursa olsun önemli bir muvaffakiyet. Onları da kutluyorum.

DURUMU EN KRiTiK OLAN SiVASSPOR’DU

Avrupa’da çaba eden ekiplerimiz içinde durumu en kritik olanı Sivasspor’du. Kümede iki tane önemli rakipleri vardı; CFR Cluj ve Slavia Prag. Âlâ başladıkları küme maçlarında tahminen de dönemin en sürpriz sonucunu, kendi meskenlerinde Ballkani’ye 4-3 yenilerek yaşamışlardı. Sivasspor’un hem ruhsal olarak yeterli gitmediği, kendi konutunda kaybettiği bir kadroya karşı 1-0 geriye düşmesine rağmen ayakta kalarak galibiyete ulaşması ve kendisini liderliğe ortak edecek skoru elde etmesi, hem Sivasspor hem ülke futbolu ismine son derece kıymetli. Hasebiyle Trabzonspor ile birlikte evvelki akşamın iki flaş sonucunu alan iki gruptan biri oldu. Fenerbahçe ve Başakşehir de galip geldi ancak rakipleri, Trabzonspor ve Sivasspor’unki kadar kuvvetli değildi.

FENERBAHÇE’NiN ÇOK İstikrarlı BiR TAKIMI VAR

Oynadığı maçlardan 3’ünü kazanıp başkasında berabere kalan Fenerbahçe, kümedeki tek rakibi Rennes ile birlikte kümeden çıkmayı garantiledi. Birinci etapta Dinamo Kiev, Fenerbahçe ve Rennes ortasında bir müsabaka geçer üzere gözüküyordu fakat Kiev beklenen manzarasının uzağında kalınca küme Fenerbahçe ve Rennes’e kaldı.

KALiTELERi BiRBiRiNE YAKIN

Hepimizin gördüğü üzere Fenerbahçe, Muhteşem Lig ve Avrupa Ligi maçlarında değişik 11’lerle uğraş ediyor ve bu değişimler çok fazla bir farklılık ortaya çıkarmıyor. Bu, bir grup için büyük avantaj. Evet, Fenerbahçe’nin geniş bir takımı var fakat bu takımın şöyle bir özelliği var; futbolcuların kaliteleri birbirine çok yakın. Geniş takım vardır, bir kısmı ile öbür kısmı ortasında yüzde 20, 30 fark vardır, o vakit bu rotasyonları çok fazla kullanma bahtı olmaz. Lakin Fenerbahçe’deki kalite farkı bu boyutlarda değil. Üst çizgi ile alt çizgi ortasında yüzde 10’dan da az bir fark var.

JESUS HERKESi HAZIR TUTUYOR

Jesus bu değişiklikleri yaparak futbolculara, “Herkes her maçta oynayabilir” iletisi veriyor ve form durumlarını üstte tutmalarını sağlıyor. Bu bildirisi alan futbolcular da hem ruhsal hem fizik olarak kendilerini bir sonraki haftaya hazırlıyorlar.