Savunmak gerek

İlk maçta Karadağ karşısında savunmadaki zafiyet kendini göstermişti. Ulusal kadro bu maçta biraz da dağınık bir imaj vermişti. Hakikaten başantrenör Ergin Ataman maç sonundaki röportajında bu oyunun turnuva için kâfi olamayacağını, daha yüksek düzeye çekmeleri gerektiğini söyledi. Kendisi birinci maçtaki savunma performansları sırasında sık sık telaşlı ve gergin bir manzara verdi.

Ancak Bulgaristan maçı da Karadağ maçına emsal bir biçimde başladı. Furkan Korkmaz’ın sakatlığı ile alana takım da, oyun içindeki planlar da değişmişti. Birinci çeyrekte iki ekip da birbirine savunmada üstünlük kuramadı. Bu nedenle skoru yüksek bir birinci yarının sinyalleri maçın başlamasından sonraki birinci bir iki dakika içinde alınmıştı. Birinci çeyreğin sonunda devreye 50 sayı barajıyla gideceğimiz aşağı üst muhakkak oldu. İkinci çeyrek de tıpkı istikrarda devam etti. Devrenin sonuna iki ekip da 50 sayı barajına ulaştı. Maçta istikrar vardı lakin birinci devrede Bulgaristan’a 50 sayı vermek Ergin Ataman’ın da, oyuncuların da ve tüm teknik heyetin de canını sıkmıştı. Birinci yarının göze çarpan performansı Cedi Osman’dan geldi.

İkinci yarıda yapılması gereken muhakkaktı. Atakta aksayan nokta pek fazla yoktu fakat savunmada tahlil üretmek gerekiyordu. Gerçekten ikinci yarının başında savunmada sertlik biraz artınca ulusal ekip üçüncü çeyreği önde götürmeye başladı. Cedi Osman’ın yanına Alperen Şengün’ün de katkısı eklenince aşikâr bir ritim yakalanmış oldu. Dakikalar ilerledikçe kalite farkı da, fizik üstünlük de kendini gösterdi. Ergin Ataman sakatlığı bulunan Furkan Korkmaz dışında her oyuncusunu alana sürdü. Çabucak çabucak tüm gruptan da skor katkısı aldı.

Şimdi kritik bir imtihan var. Ulusal ekip turnuvadaki üçüncü maçında mesken sahibi Gürcistan ile karşılaşacak. Beklentiler atmosferin yüksek olacağı tarafında. Bu ulusal grubu da hava sokabilir. Ataman bir evvelki maçın sonunda salondaki atmosferden şikayet etmişti. Bunda haklılık hissesi var. Konut sahibi Gürcistan maçları dışında salon genelde boş. Lakin bu tenkit Türkiye için de geçerli bir tenkit. Girişte vize manisi olmayan, komşu bir ülke olmasına karşın Türkiye’den Tiflis’e gelen seyirci sayısı pek fazla değil. Bunun dışında şunu da vurgulamak gerekiyor, Türkiye’de belirli ekipler ve aşikâr turnuvalar dışında salonlar aslında boş. Hatta yayıncı kuruluş sorunu da her dönem başında gündeme geliyor. Turnuvalar, şampiyonalar dışında bu bahislerin da tartışılması ve sıkıntıların aşılması gerekiyor. Lakin şimdilik önceliğimiz Avrupa Basketbol Şampiyonası.

Gökçe Kaan Demirkıran