Şansal Büyüka’dan flaş kelamlar: Galatasaray’ın yeni transferinde meşakkat var

Süper Lig’de geride kalan 2. hafta çabaları sonrası birçok grup yeni transferleriyle oluşan takımlarını gösterme bahtı yakaladı. Birtakım transferler düzgün performanslarıyla dikkat çekerken kimi yeni isimler de hayal kırıklığına neden oldu.

BÜYÜKA’DAN ÇOK KONUŞULACAK SÖZLER

Milliyet Gazetesi’nin usta muharriri Şansal Büyüka da bu haftaki ‘Dobra dobra’ yazısında Süper Lig takımlarının bu haftaki performanslarını ve yeni transferlerinin gruba katkılarını mercek altına aldı. İşte Büyüka’nın çok konuşulacak o yazısı…

YA BEN YANILIYORUM YA DA OLİVİERA ABARTILDI

Galatasaray ’da büyük ümitlerle alınan Oliveira’yı bu iki lig maçında izledim. Hazırlık maçlarını görmedim. Performansını gazetelerden ve internet sitelerinden takip ettim.

Hazırlık maçları sonrasında gazete ve internet sitelerinde övgü dolu sözler, yorumlar okudum. Benim, ligde birinci iki maçını izlediğim Oliviera ile medyanın tanım ettiği Oliviera ortasında önemli çelişkiler var. Ya ben yanılıyorum ya da Oliviera başlangıçta çok abartıldı.

SON DERECE AĞIR BİR FUTBOLCU

Önce hakkını teslim edelim; Oliviera topla barışık bir oyuncu… Top ayağına çok yakışıyor, topa çok yeterli hükmediyor, uygun ve kaliteli vuruşları var. Duran topları tesirli kullanıyor. Ancaaak; günümüzün futbolu için Oliviera son derece ağır bir futbolcu… Gördüğüm kadarıyla deparı yok, suratı yok, temposu hiç yok, çabuk değil… Bu türlü olunca, Galatasaray’ın geçiş oyunlarında, bir öbür söz ile savunmadan atağa çıkarken çok yavaş kalıyor, rakip savunmanın yerleşmesine vakit tanıyor.

OLİVİERA’DA KAHIR VAR

Oysa elinizde Kerem varken, Yunus varken, süratli atak etmelisiniz. Ayrıyeten günümüzün futbolu, muvaffakiyet için “Hız… Sürat… Yine hız” diyor. Bakıyoruz, bilhassa son Giresun maçında Galatasaray neredeyse yürüme temposuyla oynadı. Okan Hoca, Oliveira’ya birinci 11’de baht vermeye devam edecekse, atağa çıkarken, Oliviera’yı değil, çok daha süratli bir diğer oyuncusunu kullanmalı… Bana nazaran; bu manada Oliviera’da külfet var.

KEREM MUTSUZ KEREM KIRGIN

Galatasaraylı Kerem’in yüz sözlerinde, uzunca bir müddettir güya bir mutsuzluk, bir kırgınlık var üzere… Lige çok âlâ başladığı da söylenemez. Bunu merak ettim, işi bilenlere sordum. Dediler ki; grupta 2.5-3 milyon euro maaş alan oyuncular varken, bu kadronun en değerli oyuncularından biri olan Kerem yalnızca 500 bin euroya oynuyor. Doğal olarak morali bozuluyor. Artık gazetelerde okudum; Galatasaray İdaresi, Kerem’in maaşını 8 milyondan 14 milyona çıkartmaya karar vermiş. Hakikat bir karar. Geç kalmasınlar, çabucak uygulasınlar.

G.SARAY’IN KABUSU GİRESUNSPOR

– Alanya’nın 3-0’dan 3-3’ü yakalaması büyük muvaffakiyet… Buna karşın yeni gelenler, kalite ve yetenek olarak gidenlerin çok gerisinde…

– “ Fenerbahçe ’nin santrforu yok” diye kıyamet kopuyor, santrforu olmayan Fenerbahçe iki maçta tam 9 gol attı.

– İstanbulspor’a bakıyorum, son derece mütevazı takımı ile derli-toplu oynuyor. Lakin gol atamazsan ekmek yok.

– Konyaspor’un çok uzun yıllardır düzgün bir golcüsü olmadı. Güya bu dönem da yok üzere…n Galatasaray geçen dönem lig maçında Giresun’a İstanbul’da 1-0 kaybetmişti. Bu dönem da yeniden 1-0 kaybetti. Giresun; Galatasaray’ın kâbusu olmasın.

FENERBAHÇE’NİN ‘İLK’LERİ

– Fenerbahçe birinci kez atakta devamlılık kazandı. Birinci sefer rakip savunmanın ardına ısrarla uzun toplar attı. Birinci kez atakçılarını bu toplarla buluşturdu.

– Joshua King, birinci kere umut oldu. Gol attı, pas attı, asist yaptı, çakılı kalmadı, hareketli oynadı, bir şutu direkte patladı.

– Valencia birinci kez gerçek bir santrfor üzere oynadı. Çok duruma girdi, çok gol kaçırdı, buna karşın 2 gol, 1 asistle maçı tamamladı.

– Fenerbahçe birinci kez keyif veren bir futbola imza attı.

– Fenerbahçe bütün bunları tahminen de birinci kez bu kadar makûs oynayan Kasımpaşa önünde yaptı.

– Buna karşın Fenerbahçe’nin “İlk”leri, gelişimi, değişimi, moral ve itimat iklimi ismine son derece kıymetli…

JJ RAHATLAMIŞ GİBİ

Fenerbahçe’de önemli manada kaliteli bir golcü talebi var. Topluluk bunu istiyor, hatta dört gözle bekliyor. Benim duyduğum, Jorge Jesus yakın etrafına, “Olursa olur, olmazsa bana Valencia, Jeshua King ve Pedro yeter” demiş. İki maçta 9 gol gelince JJ rahatlamış olmalı.

ARDA’DA JESUS HAKLI

Fenerbahçe Antrenörü Jorge Jesus maçtan sonra Arda’ya, “kendini gösterme baskısı altında oynama” diye ihtarda bulunmuş. Arda oyuna girdi, çok daha fazlasını yapmak için bir-iki konumda hiç gerek yokken kalabalıkların ortasına daldı, o topları kaybetti. Jesus haklı… Arda aslında kendini gösterdi, kendini kabul ettirdi. Bir şeyi ispat etmeye gereksinimi yok, daha fazla gelişmeye gereksinimi var.

SANDALYEYE SON TEKMEYİ ISMAEL VURDU

Beşiktaş ’ın hocası Valerien Ismael, Alanya maçı sonrasında, “Sanki intihar ettik” dedi. Maça dair söylediği ve yaptığı tek gerçek, bu sözü olmalı… Evet; bunun ismi intihar… Lakin Beşiktaş intihar ederken, altındaki sandalyeye son tekmeyi Valerien Ismael vurdu.

Beşiktaş’ın 8-0 kaybettiği Liverpool maçlarını da hatırlarız, diğer kâbus üzere sonuçlarını da… Fakat Beşiktaş, bu dramatik sonuçlarda bile Alanya maçının ikinci yarısındaki kadar “çaresiz” kalmadı. Allah aşkına, ikinci yarıdaki şu sayılara bakın, Beşiktaş üzere büyük bir kadroya yakışır mı? Topla oynama: % 17… Latife üzere… İsabetli pas: 39… İsabetli şut: Yalnızca 1 (İnanmanız için bir de yazıyla vurgu yapayım; yalnızca bir şut)… Ceza alanına orta: 3.İlk yarıya 3-1 önde tamamlamışsın, bir eksik kalmışsın. Alanya’nın ikinci yarıda topuyla tüfeğiyle saldıracağı, savunmasında az adam ve geniş alanlar bırakacağı, büyük riskler alacağını görmek için hoca olmaya gerek yok.

N’Koudou’yu çıkarırsan…Belli ki, savunmada kalıp kontratakla o geniş ve boş alanları kullanıp, süratli atakla gol arayacaksın. Yani tam N’Koudou’luk maç… Üstelik birinci yarıyı bir gol, bir asistle bitirmiş. Sen tutup ikinci yarı başlarken oyundan alıyorsun. Baskılı oynayamayacağına, kalabalık gidemeyeceğine nazaran, bari ağır Weghorst’u çıkart, çabuk N’Koudou oyunda kalsın. N’Koudou oyunda kalsa, Alanya o kenardan ortalama 15 saniyede bir atak geliştirebilir miydi? N’Koudou‘yu çıkarırsan, saniyede bir atak yersin. Bitmedi; rakip ceza alanına dürbünle bakarsın.

BEŞİKTAŞ’IN BÜYÜKLÜĞÜNÜ ÖĞRENEMEMİŞ

İkinci yarıda yalnızca 39 isabetli pas… Lig tarihini karıştırın, istatistiklere bakın, bu türlü bir sayısı, beş-on maçta ya bulursunuz ya bulamazsınız. Öndesin, top tutmaya, pas yapmaya, rakibin suratını kesmeye gereksinimin var. O vakit Salih Uçan’ı niçin çıkarırsın. Bırak kalsın, topla oyalansın, arkadaşlarıyla pas alışverişi yapsın, tempoyu yavaşlatsın. Oynadığın rakip Barcelona değil, Real Madrid değil, takımı geçen yılın gerisinde kalan Alanyaspor… Bu kadar dehşet, bu kadar savunma, bu kadar kapanma, bu kadar panik niçin? Valerien Ismael muhakkak ki Beşiktaş’ın büyüklüğünü şimdi yeteri kadar öğrenememiş. Lider Ahmet Parıltı Çebi, hocasına Beşiktaş’ın büyüklüğünü bir daha, bir daha, anlayana kadar anlatmalı…

BU KALİTEYE YAKIŞMADI

Beşiktaş orta alanının en tesirli, en kaliteli, en deneyimli ismi Gedson Fernandes… Birinci yarının uzatma kısmında Gedson ceza alanı etrafında bir faul yaptı, o frikik gol oldu. Tıpkı Gedson, bu kere maçın uzatmalarında son derece acemice bir penaltı yaptı, Alanya’nın beraberlik golü geldi. İki Gedson faulü, iki gol… Bu deneyime, bu kaliteye yakışmadı.

ALANYA MI ATTI BEŞİKTAŞ MI YEDİ?

Beşiktaş’ın yediği üç gole dikkatinizi çekerim. Alanya’nın birinci golü frikikten, son golü penaltıdan, ikinci golü, Beşiktaşlı Saiss’in kendi kalesine attığı baş vuruşundan… Yani, Alanya mı attı, Beşiktaş mı yedi, tartışılır…

YASİN KOL İKİNCİ OLUR

Beşiktaş’ın Alanya maçının hakemi Yasin Kol’a sert reaksiyonuna hak veriyor ve hürmet duyuyorum. Lakin Beşiktaş, 3-0’dan 3-3’e yakalanırken, yanlışlar zincirinde birinciliği Beşiktaş’ın hocası Valerien Ismael’e, ikinciliği maçın hakemi Yasin Kol’a veriyorum.

BIRAKIN SARIYI FAUL ÇALMAZLAR

Alanya-Beşiktaş maçında hakem Yasin Kol’un Beşiktaş aleyhine verdiği yanlış kararlar roman olur. Bu yanlış kararlar içinde, tahminen sizlere garip gelebilir fakat en fazla Emrecan’ın gördüğü birinci sarı karta reaksiyon duydum. Faulün bile tartışılacağı bir konumda sarı kart çıktı. Avrupa liglerinde birden fazla hakem bu konuma faul bile çalmaz, çalmıyor esasen…